Hayal gücü ve yaratıcılık, bilgiden daha önemlidir. Bilginin sınırı var, ama hayal gücü tüm evreni kucaklar...
A. Einstein

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Bayram Mesajım

resim

Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, şeker tadında zevkli neşeli bir bayram geçirmenizi dilerim... Siz çok yemeyin, şekerleri, çikolataları çocuklara bırakın :) Ben size bir fincan köpüklü kahve ikram ediyorum. Afiyet olsun.

Biz sabah erkenden Samsun'a yola çıkıyoruz. Oysa birkaç gün önce orada olabilirdik, uçağı kaçırmasaydık... Neyse, herşeyde bir hayır vardır deyip, arabayla gitmeye karar verdik. Lap top yanımda olacak ama ne kadar vakit bulurum bilemiyorum. Ben dönene kadar kendinize ve buralara iyi bakın... Belki de oralardan da yayın yaparım size ama şimdilik planımız öncelikle gidebilmek :) Yani inşallah...
Sevgiler.



26 Ağustos 2011 Cuma

Alo! Facebook'tan Arıyorum…

Dünyada ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Rocco ve Turkcell, Facebook’ta cep telefonu üzerinden iletişimi başlattı. Rocco Sıkısakız için Turkcell altyapısı ile hazırlanan “Facebook’tan cep telefonu ile arama yapma servisi”ne sadece telefon numaranızı vererek dahil olabiliyorsunuz. Linke tıklayıp http://www.facebook.com/roccoloji kaydınızı tamamladıktan sonra uygulamaya kayıt olan herkesle Rocco’nun hediye ettiği 30 dakikayı kullanarak konuşabiliyorsunuz. Nasıl mı? İşte videosu...

Üyelerin telefon numaraları görünmediği için hem eğlenceli hem de çok güvenli olan Rocconnect Tıkla Konuş ile bedava konuşmak için Turkcell abonesi olmanız ve bir Facebook hesabınızın olması yeterli.


Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Ağustos 2011 Cuma

Öyle Karşıla Ki...

ÇOCUĞUNU ÖYLE KARŞILA Kİ; eve geldiği zaman, en güzel yere geldiğini hissetsin.

EŞİNİ ÖYLE KARŞILA Kİ; yanına geldiği zaman, en doğru insana kavuştuğunu hissetsin.

ANNENİ ÖYLE KARŞILA Kİ; doğumundaki ağrıları lezzetle takas etsin.

BABANI ÖYLE KARŞILA Kİ; ömür boyu bir başka evlada imrenmesin.

İŞ ARKADAŞINI ÖYLE KARŞILA Kİ; dünyanın en iyi insanıyla, dünyanın en heyecanlı işini yapıyorum hissini yaşasın.

FAKİRİ ÖYLE KARŞILA Kİ; ona serdiğin sofradan, daha büyük bir dua sofrası sersin.

ZENGİNİ ÖYLE KARŞILA Kİ; gönlünü gördüğünde, kendi gönlünün fakirliğinden kahretsin.


Prof. Dr. Üstün DÖKMEN


 Üstün Dökmen'in kitaplarını ve programlarını çok beğenirim. Bu güzel yazısını okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim. Ben de karşılamaya çok önem verenlerdenim. Ne sıkıntım olursa olsun, her zaman kapımı gülerek açarım... İyi bir karşılamanın karşındakine kendisini iyi hissettirdiğini düşünürüm. Bunun için olsa gerek bir eve gittiğimde ev sahibinin yüzüne bakarım. Nasıl karşılandığım da benim için çok mühim. Belki bir ya da iki sefer görmezden gelebilirim. Ama asık suratla açılan bir kapı ve kullanılmayan HOŞ GELDİN sözcüğünün eksikliğini hemen fark ederim.
En güzel de eşimi karşılıyorum sanırım. Her gün hiç usanmadan, ne işim olursa olsun bırakır, kapıya koşarım. Eşim yukarı çıkana kadar hemen saçımı düzeltip, parfümümü sıkarım. (Bunu yaptığımı, eşim okursa buradan öğrenecek :))  Yüzümde kocaman gülümsemeyle hoş geldin der, sarılıp öperim eşimi. Hatta çok nadir kapıyı çocuklar açıpta ben geciktiysem, hemen beni sorar. Sanırım bir çeşit alışkanlık da yarattım:)

Blogumda da aynı şeyi uygulamaya çalışıyorum. Yazılarıma yapılan yorumların hepsine cevap vermeye çalışıyorum. Gözden kaçırdıklarım varsa, özür dilerim. Bu konuda oldukça hassasım. Yazım beğenilip, değer verilip yorum yapıldığında, bir cevabı da hak ediyor demektir. En azından zaman ayırdığı için teşekkür etmek, hiç zaman kaybı değil... 
Zaman zaman yeni üye olduğunu fark ettiğim arkadaşlarımı da hoş geldin diyerek karşılıyorum. Ama diyemediklerim için de bu yazım HOŞ GELDİN yazısı olsun. Sitemi genel veya özel, veya sık kullanılanlardan takip eden, veya ara sıra gelen, yazılarımı okumaktan hoşlanan, yaptıklarımı beğenen tüm arkadaşlarım, HOŞ GELDİNİZ iyi ki geldiniz...



11 Ağustos 2011 Perşembe

Süslenmiş Kek Fanusu

Sevgili Nedret Ablamın yaptığı buradaki ve buradaki kek fanuslarını görünce, dondurma kabını kıyamayıp atmadığıma daha da bir sevindim :) Hele bir de üzerine kulp taktı ya, mest oldum resmen. Hem işlevsel, hem de şık bir görünüme kavuştu bu plastik kap. Ben de hemen kopya çektim ve yaptım :)


Önce üzerindeki kağıtları soydum. Sonra evde bulduğum bir kulbu kapağa vidaladım. Ayrıca bir delik açmadım, vidayı çevire çevire kolayca vidaladım. Yapışkan izlerini asetonla silerek yok ettim. Daha sonra da 2-3 kat sprey boyayla boyadım. Alt tabanı olduğu gibi bıraktım.

Üzerindeki resimler, pasta kek olsun, cıvıl cıvıl olsun istedim ve Dekupaj Blogumuzdan bu ve bu resimleri buldum. Hemen çıkarttırdım ve kestim. Dekupaj tutkalıyla yapıştırdım. Hatta yapıştırdıkça yapıştırdım :) En sonunda yer kalmayınca durabildim :)) Hamur kabartma yapmadım bu sefer.

Kuruduktan sonra 3-4 kat mat vernikle vernikledim. Her bir kat verniğin arasında kurumasını bekledim. Neyse ki havalar sıcak olduğundan bu süre çok kısa. Bir hevesle hemen yapıp bitirdim. Kulbuna da evdeki bir fistoyu bağladık mııı, işte şirin fanusumuz hazır.

Ben eski haliyle bile beğenmiştim bu fanusu ama şimdi seyretmeye doyamıyorum. Çok sevdim... 


5 Ağustos 2011 Cuma

Biricik Oğlum...


Canım oğlum, iyi ki doğdun... Yeni yaşın sana tüm güzellikleri getirsin dilerim.
Sen şimdi bir yaş daha mı büyüdün? Seneler nasıl da geçiyor anlamadan... Oysa doğduğun an dün gibi aklımda... Aradan 12 sene geçse de sen benim gözümde hala, seni ilk gördüğümdeki, halinlesin. Seni ve kardeşini bize verdiği için Allah'ıma binlerce şükürler olsun...

Oğluma Not: Sen büyüme çağındasın. O yüzden şimdilik istediğin saatte yatamazsın. Bunun için biraz daha büyümen lazım :)

SENİ ÇOK SEVİYORUM...

2 Ağustos 2011 Salı

Bir Ece Geçti İstanbul'dan...

Bu seminer olalı epey oldu biliyorsunuz. Ama yazmak ve fotoğrafları paylaşmak bu güne kısmet oldu. Sebebi de, önce Samsun, sonra da İğneada tatili... Tatil yazısı daha sonra inşallah :)
Neyse o güne dönecek olursak, Ece her zaman ki gibi zarif, sevecen ve çok şekerdi... Ayrıca kalabalıktan dolayı fazla konuşma imkanı bulamasam da Mehtap'la da tanıştığım için çok sevindim. Umarım bir daha karşılaşırız.
Aslında aradan zaman geçmesi iyi olmuyormuş. İnsan ne yazacağını şaşırıyormuş. Neyse ki fotoğraflar anlatıyor o günü.

Burada Ece web sitesinin yakında açılacağından ve satışa başlanacağından bahsediyor. Blogunda paylaştığı ürünlerin ham halleri, kullandığı boyalar, fırçalar, şablonlar kısaca ahşap boyama ile ilgili her şey ve yakında çıkacak olan kitabını bu sitede bulabileceksiniz.


Burada da Semih Yener eğitim merkezinin bahçesinde, fotoğraftaki arkadaşlarımla beraber hazırladığımız mamaları atıştırırken :) 

Sen hep böyle gül Ece'ciğim... İlk karşılaştığımızda son görüşmemiz olmayacağını biliyordum. Ve şimdi biliyorum ki yine görüşeceğiz. Seni çok seviyorum...

İlk gördüğüm andan itibaren pozitif enerjisini hissettiğim güzel arkadaşım Zeynep'im, çok şekersin :) Kutu bitince çok güzel olacak.


Semih Yener sanat okulunun hobi mağazalarını gezdikten ve alış veriş yaptıktan sonra, dersin ikinci yarısında Ece degrade boyamayı gösteriyor. Unutmadan, Semih Yener hobi marketlerinde %20 yaz indirimi var!

Aklımda birçok soru vardı, onları sormak şöyle dursun, azıcık sohbet etmeye fırsat bile bulamadık. Gerçekten çok kalabalıktı...

Seminer bittiğinde bile, yüzünde hala kocaman gülümseme olan Ece ve topuklu ayakkabı giydiğine pişman olan ben :)

Ece'nin bu gelişi bize yetmedi. Biz üçümüz toplanıp, Ankara'ya gitmeyi düşünüyoruz :)

Çok güzel insanlar tanıdım. Merak edilen biriymişim onu anladım :) Çok fazla yorum yapıyormuşum, çok utandım :)   Ama uslanmadım. Yazdığım yazılara yorum yapılmasından ne kadar hoşlandığımı düşünerek, sevdiğim blogların beğendiğim yazılarına yorum yapmaya devam edeceğim... Çok güzel sözler işittim ama kilo aldığımı söyleyen Ece'ye hak verdim :( Çok yoruldum ama çok mutlu oldum.
Teşekkür ederim herkese ve özellikle Ece'ye...

Herkese hayırlı ramazanlar diliyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...