Hayal gücü ve yaratıcılık, bilgiden daha önemlidir. Bilginin sınırı var, ama hayal gücü tüm evreni kucaklar...
A. Einstein

30 Haziran 2009 Salı

Minikler İçin Boncuk Seti

Bunlar da kızımın boncuk seti. Galiba benden ona birşeyler geçiyor. Çünkü bu seti görür görmez kucakladı ve ben karar verdim, bunu istiyorum dedi. Eve geldik, açtık, rengarenk cıvıl cıvıl boncuklar... Ben bile yapmak istedim.
Yaz aylarında çocuklar evde sıkılıyor. Böyle oyuncaklar da hem onları oyalıyor, hem de çocukların el becerilerini geliştirmesi açısından, çok faydalı.
İçinde, değişik renk, ebat ve şekillerde plastik boncuklar var. Renkli misinalar, çocuklara uygun kapama aparatları ve ipler bulunuyor.

Bunlar da benim minik perimin elinden çıkan marifetleri. Küçücük elleriyle boncukları misinaya geçirmeye çalışırken O'nu izlemek çok zevkli. Yüzü şekilden şekile giriyor, sanki ona kolaylık sağlayacakmış gibi, ağzını da açıyor.

Küçük bir not; üç yaşın altındakiler için uygun bir oyuncak değil.

27 Haziran 2009 Cumartesi

Beni Koruyun!

Lütfen Okuyun!...

Çocuklar

İyi dokunma, kötü dokunma, gizli dokunma: Bedenin sana ait!

Öncelikle, kimlerin sana dokunabileceğine, öpebileceğine ve sarılabileceğine senin karar verme ve “hayır” deme hakkın olduğunu asla unutma!

Birisi sana uygunsuz biçimde dokunduğunda:

Hayır” de ve o kişiye yaptığından hoşlanmadığını, dokunmasını istemediğini söyle.

Hızla o kişiden uzaklaş. Hoşlanmadığın bir şekilde sana dokunan kişiden kaç. Bir daha bu kişiyle asla yalnız kalma.

Yardım iste. Çığlık atabilirsin.

Kendine inan. Sen yanlış birşey yapmadın.

Birisi sana uygunsuz bir şekilde dokunursa, olan biteni güvendiğin birine anlat. Tehditlerin seni korkutmasına ve sessiz kalmana neden olmasına izin verme.

Birisi sana dokunur ve bunu aranızda sır olarak saklamanızı isterse kendine şu soruyu sor: “Bu sırrı saklamak beni rahatsız ediyor mu?” Seni rahatsız eden hiçbir sırrı saklama. Anne-babana, bir akrabana, öğretmenine, doktoruna ya da güvendiğin başka bir yetişkine durumu anlat. Anlattığın kişi sana inanmazsa, güvendiğin bir başka kişiyle konuş, birisi sana inanıp yardım edene kadar vazgeçme.

Tehdit veya tacizde bulunan kişiden uzak durmak için elinden geleni yap. Kendini rahatsız veya güvensiz hissetmene neden olacak biçimde sana dokunan kişi ile yalnız kalma.

İyi dokunma

Sevdiğin kişilerin sarılması ve öpmesi güzel birşeydir. Örneğin:

Uyandığında annenin sana sarılması ve öpmesi.

Babanın iyi geceler dilmek için sarılması ve öpmesi.

Anneanne ve büyükbabanın ziyarete geldiklerinde herkesin birbirini kucaklaması ve öpmesi.

Kötü dokunma

Kendini rahatsız hissetmene neden olan dokunmalar genellikle kötü dokunmalardır. Birisi sana istemediğin bir şekilde dokunduğunda bunu gizlemek zorunda değilsin. Kendinin kötü olduğunu düşünme. Kötü olan sen değil, sana kötü bir şekilde dokunan kişidir. Bedenin sana aittir. Sen istemiyorsan kimse sana dokunamamalıdır. Kötü dokunmanın ne olduğunu bilmek ister misin?

Canını acıtan dokunma kötü dokunmadır.

Dokunulmasını istemediğin halde sana dokunulursa bu kötü bir dokunmadır.

Dokunan kişi kendini rahatsız hissetmene neden oluyorsa, bu kötü bir dokunmadır.

Dokunma senin korkutuyor ve sinirlendiriyorsa, bu kötü bir dokunmadır.

Birisi seni kendisine dokunmaya zorluyorsa bu kötü bir dokunmadır.

Dokunan kişi bunu hiç kimseye söylememeni istiyorsa, bu kötü bir dokunmadır.

Dokunan kişi bunu başkasına söylersen sana bir zarar vereceği tehdidinde bulunuyorsa bu kötü bir dokunmadır.

Maalesef bazı yetişkinler onlara duyduğun güveni kötüye kullanabilirler. Yanlış yapan sen değil, istemediğin bir biçimde sana dokunan kişidir. Cinsel taciz daha büyük, daha yaşlı, daha güçlü kişilerin işlediği bir suçtur. Kendini suçlama ve kimsenin de seni suçlamasına izin verme.

BeniKoruyun.com

Evet, tatsız bir konu. Ama ben bir anneyim. Endişelerim var. İnandığım şey ise eğer çocuklarım kendilerini koruyamazlarsa ben onları hiç koruyamam. Elbette gözlemci olmak, iletişim kurmak, güven vermek, öğretmek, onu hayata hazırlamak benim görevim. Fakat bazı konular vardır ki, çocuğunuzla bunu nasıl konuşacağınızı bilemezsiniz. Bu anlamda yukarıda alıntı yaptığım BeniKoruyun.com adlı site bize çok yardımcı oluyor. Umarım hiç bir çocuk, hiç bir aile bunu yaşamak zorunda kalmaz.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Pratik Bilgiler - 1

Deep freez, no frost ya da buzluk her ne diyorsanız, yaz aylarında taze taze sebze koymak istiyorsanız, bezelye ile başlayabilirsiniz. Şu anda bezelye koymanın tam sırası.

Bezelyeleri önce ayıklayıp yıkadım. Daha sonra, sebze kurutucunun içine koyup kuruttum. Bunun şöyle bir yararı oluyor; bezelyeler donduğu zaman hem birbirine yapışmıyor, hem de karlanma olmuyor içinde.

Bezelyeleri poşetlere dolduruyorum ve yassı bir şekil veriyorum. Bu da bana hem yerden kazandırıyor, hem kolay çözülüyor, hem de
yarısını kullanacağım bir ürün varsa, kolayca kırabiliyorum.
Aynı yöntemle barbunya fasülyeyi de buzluğunuza koyabilirsiniz. Ben özellikle haşlamıyorum, besin değerleri kaybolmasın diye ama siz istiyorsanız haşlayabilirsiniz. Zamanı geldikçe diğer sebzeleri de anlatmaya çalışırım.

Yaz aylarında sebzeleri buzluğa koymanın pratik bir bir yöntem olamsının dışında, her zaman elinizin altında sebze bulunuyor ve zor durumda kaldığınızda veya "bu gün ne pişirsem" diye düşündüğünüzde size başka bir alternatif sunuyor.


22 Haziran 2009 Pazartesi

Örgü Bikini

Minik kızlar için, merserize iple ördük, çiçek ve boncuklarla süsledik. Geniş tarafından başlanıyor, eksilterek ağ kısmına kadar örülüyor. Bir kaç sıra daha ördükten sonra tekrar artırılarak bitiriliyor. Üstü de, aynı mantıkla iki tane üçgen örülerek yapılıyor. En son olarakta kenarlarını tığla geçtik ve zincirle yaptığımız iplerle birleştirdik. İki kuzende aynı bikinileri giyip, kumda oynadılar...

20 Haziran 2009 Cumartesi

Babamsız Ben...


Canım babacığım,

Yine yoksun, bu babalar gününde de yoksun işte yanımda... Ne kadar özledim seni bilemezsin. Ellerini...

Ah babacığım, ellerini hatırlıyorum, ne kadar zarif ve ne kadar yumuşaktı. Severken bile, sanki incitecekmiş gibi dokunmaya kıyamazdın. Kocaman kızdım, ama sen yine de karşıdan karşıya geçerken elimden tutardın. Ben de şikayet etmezdim ki bundan. Anlardım beni düşündüğünü, sevdiğini... Öyle söyleyemezdin ulu orta, apaçık sevgini. Ben hiç duymadım ki ağzından beni sevdiğini, ama bilirdim, biliyorum...

Bir de keyiflenince ne güzel türkü söylerdin "Çarşambayı sel aldı, bir kız sevdim el aldı..." Bir de, annemi kızdırmak için, onun yeşil gözlerine bakarak "sevemedim kara gözlüm seni doyunca..."

Ben de sana doyamadım babacığım, bu kadar erken gitmek zorunda mıydın? Sevinçlerim hep yarım, içim hep buruk. Sen gittin, ben büyüdüm ama ben büyümek istemedim ki... Daima senin kollarının altında, sıcaklığını duyarak kalmak, ne olursa olsun kendimi güvende hissetmek isterdim. Küçük bir kız gibi... Paylaşacağımız o kadar çok şey varken, şimdi senden kalan birkaç hatırayla yetinmek zorundayım. Seni düşünüyorum, çocuklarıma seninle ilgili birşeyler anlatıyorum ama yetmiyor. Onları ne kadar çok seveceğini düşündükçe, göremediğin için, içim burkuluyor.

Ah babacığım, her zaman taralı saçlarını, yumuşacık bakışlarını, o güzel ellerini, sesini, kokunu unuturum diye çok korkuyorum. Sana ihtiyacım var. Yokluğunu taa yüreğimin derinliklerinde hissediyorum. Ben şimdi sensizim, babasız... Hiç kolay değil, yaşamadan bilinmiyormuş.

Canım babacığım, babalar günün kutlu olsun. Seni çok seviyorum, sen benim içimdesin o yüzden hep benimlesin.

Babam... Işıklar içinde ve huzurla uyu...

18 Haziran 2009 Perşembe

Karton Kutu Kaplama

Dondurma kutularını kapladım bu sefer de. Aslında her türlü kutuyu kaplayabiliriz bu yöntemle. Yapışkanlı folyo ile daha da kolay oluyor. Ama illaki gerekli değil. Defter kitap kaplıklarıyla, boyayarak hatta kumaşla bile kaplayabiliriz. İleriki zamanlarda bunlarla ilgili de örneklerim olacak.


Kutunun büyüklüğüne göre kestiğim yapışkanlı folyoyu, arasında hava kabarcığı ve kırışıklık olmadan kutuya yapıştırdım. Fazlalıkları kestim. Kestiğim parçalardan da içini ve iç yanlarını kapladım. Ziyan etmek yok.

Bu da kutuların ilk halleri. Bu kutuları değişik yerlerde kullanabiliriz. Çünkü böyle toparlayıcılar her yerde gerekli oluyor. Banyoda, çocuk odasında veya dikiş malzemelerini koymak için kullanabileceğimiz gibi, hediyelerimizi böyle bir kutunun içinde verebiliriz. Ne dersiniz?

17 Haziran 2009 Çarşamba

Kep Değiştirme

Elimde bunun gibi, üzerinde firma reklamı olan bir kep vardı. Öylece kullanılmadan duruyordu. İlk olarak, üzerindeki iple işlenmiş yazıyı sökmekle başladım.

Yazı temizlendikten sonra, kepimizi istediğimiz gibi kullanabiliriz. Burada bazı broşlarla değişik alternatifler sunuyorum. Daha farklı şeyler de düşünülebilir. Örneğin; çiçek yapılabilir, düğmeler kullanılabilir, işlenebilir, kumaş boyası ile desen yapılabilir veya benim yaptığım gibi, kendinden yapışkanlı taşlarla (rhinestone) süslenebilir.

Bu desenler hazır satıldığı gibi, taşaları kendiniz alıp, istediğiniz deseni kendiniz de uygulayabilirsiniz. Ben Eminönü'nden almıştım.

Uygulanışı şöyle: desenin üzerinde koruyucu bir naylon var. Taşlar arkası yapışkanlı bir asetatın üzerinde oluyor.

Bu asetatla birlikte, kullanmak istediğimiz yere yapıştırıyoruz. Ben yazının bıraktığı izler kapansın diye ona göre ayarladım.

Üzerine bir tülbent koyup asetatın üzerini ütülüyoruz.

Ütü yaparken dikkat edeceğimiz noktalar şöyle;
  • Taşların yapıştırıldığı kağıdın direk olarak ütüyle temas etmesini engelleyin. Mutlaka tülbent ya da benzeri birşey kullanın.


  • Ütüyü desenin üzerinde hareket ettirmeyin. Sadece pres yapın. Desende kayma olmaması için, bastırıp çekmeniz gerekiyor.


  • Taşların hepsinin yapıştığından emin olun. Eğer yapışmayanlar olursa bir miktar daha tutup çekin. En son olarakta tersinden de biraz ütüleyin.

Evet kepim hazır. Bu taşlar, kolaylıkla düşmüyor, yıkanınca çıkmıyor.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Alüminyum Folyo Tablo


Yine eski çalışmalarımdan biri...
Alüminyum folyo çalışmalarıma çok ara verdim çok. Yine yapmak istiyorum, üstelik bu sefer yapım aşamalarını da görüntülemek istiyorum, merak eden arkadaşlarım için.


Çerçevesiz hali böyle görünüyor. Deseni çizip çalıştıktan sonra, kabarttığımız yerler çökmesin diye sıcak slikonla, içlerini dolduruyoruz. (Bu işlemi alçı ile de yapanlar var fakat ben böyle öğrendiğim için slikonu tercih ediyorum.) Yapıştırıcı ile mukavva üzerine yapıştırıyoruz.


Eskitme görünümü vermek için üzerine rötring mürekkep sürülüyor ve biraz kuruduktan sonra fazlası siliniyor.

Daha sonra, sprey vernikle vernikliyoruz. Kurumaya bırakıyoruz.


Çerçeve de çok önemli, ben bu çalışmam için boyutlu çerçeve seçtim.


9 Haziran 2009 Salı

Babalar Günü Yaklaşırken...



Çocuklarla birlikte hem eğlenip, hem de güzel bir hediye hazırlayabilirsiniz.
Biz bu çalışmayı geçen sene "babalar günü" için hazırlamıştık. Evde bulunan beyaz t-shirtlerine, kumaş boyasıyla resim çizdiler. Ellerini boyayıp kalplerinin üzerine baskı yaptılar. En alta keçeli kalemle kendilerini ve babalarını çizdiler. Yaparken de çok eğlendiler. Eşim eve gelmeden önce yani cuma akşamı bir telaşla ikisi de bir yerlere sakladılar. Kızım o zaman 4 yaşlarında olmasına rağmen pazar gününe kadar sır tutmayı başardı. Pazar sabahı, sabahın köründe :) t-shirtlerini giymiş vaziyette odamıza gelip babalarını uyandırdılar. Sarılmalar, öpüşmeler, koklaşmalar... Mutlaka pahalı hediyeler, almaya gerek yok. Bu hediyeyi hazırlarken sevgilerini, heyecanlarını, emeklerini kattılar. Bizim babamız da böyle şeylere çok önem verdiği için çok mutlu oldu. Babalar günü yaklaşırken sizlere biraz da olsa fikir verir umarım.






Bu sene ne hazırlasak, ne alsak diye düşünüyorum. Çocuklarım büyüse de kendi hediyelerini kendileri ayarlasalar artık. Nitekim erkeklere hediye almak zor iş...
Bu arada babalar günü Haziran Ayının 3. Pazar günüdür. Hediye alın almayın veya yapın yapmayın ama BABALARIN o günü güzel geçirmesini sağlayın...


Kutu Kaplama








Bitmiş yoğurt, peynir, dondurma kutularını veya ayakkabı, çikolata kutuları gibi karton kutuları, yapışkanlı folyo veya istediğiniz herhangi bir şeyle kaplayabilirsiniz. Örneğin; kumaş, paket kağıdı veya boyayarak da bambaşka bir hale getirebilir, evinizde düzenleyici olarak kullanabilirsiniz. Süslemek için herşey kullanılabilir. Kurdele, boncuk, düğme...
Ben yukarıdaki yoğurt kabını kızımın tokalarını toplaması için yaptım. Desenini kendisi seçti, çiçekler, kelebekler ve kuşlar var diye. Çok sevdi koluna takıp geziyor şimdi evde.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Çocuklarla Sinema


Dün yani pazar günü, çocuklarımla sinemaya gittik. Planımızda yoktu ama "bakalım hangi filmler varmış" derken kendimizi sinemada bulduk. Eşim bize katılmadı. Bizde üçümüz anne çocuk günü yaptık. Malum benim Tom ve Jery'm, her konuda olduğu gibi bunda da fikir ayrılığına düştüler. Uzunca bir karasızlıktan sonra Müzede Bir Gece adlı filme gidelim dedik. Biletleri alırken görevli bayana "yaş sınırı var mı?" diye sormayı da ihmal etmedik. Fakat bize dört yaş denmesine rağmen filmin en başında koskocaman "7 yaş ve üzeri" yazıyordu. Bir an oğlumla göz göze geldik çünkü kızım henüz beşbuçuk yaşında. Kısa bir tereddütten sonra, kızıma döndüm ve "benim bakma dediğim yerlere bakma olur mu?" dedim. Ben çocuklarımla oturur çizgi film bile izlerim, filmlerdeki animasyonları, efektleri anlatırım. O yüzden kızımın filmde kalmasına müsade ettim ve izledik.

Neyse ki, umduğumuz gibi çıkmadı. Bazı çizgi filmlerden bile daha masumdu. Kızım arada sıkıldı kalktı dolaştı. Oğlum bayılır böyle fantastik filmlere, o pür dikkat seyretti ve çok beğendi. Çıkışta babasına heycanla anlattı. Eşim bize katılmadığına pişman oldu.

Fantastik filmlerden hoşlananlar için, özellikle hayal gücü geniş olanlar için izlenebilir güzel bir film. İçinde bazı bilgileri de barındırıyor. İlk kadın pilot, Mısır Tanrısı, Napolyon, Einstein, Abraham Lincoln, uzaya ilk giden maymun gibi daha bir sürü tarihi olay ve şahsiyet...Bu tarihi yüzlerin canlanmış bir şekilde önümüze çıkması, bazı bilgilerin eğlenceli bir şekilde sunumu çocuklar açısından akılda kalıcıydı. Bu bakımdan da hoş bir film.


Hep birlikte gittik yemek yedik, biraz alış veriş, sonra tatlı bir yorgunlukla eve dönüş.

Sevimli İğnelikler...



Dün gece oturdum, iç geçirerek baktığım bu iğneliklerden yapmaya karar verdim. Sevgili Sesiber'den gördüm, renklerine şekillerine imrenip bende denedim. Sesiber haklıymış, insan bunlarla oyuncak gibi oynuyor. Gecenin bir saatinde yapmaya başladım. Kumaşları aradım, buldum. Fistolar, kurdeleler, düğmeler derken baktım ki evde elyaf yok. Ama olsun vazgeçmedim. Koşup içeriden aldım yedek yastıklardan birini söktüm bir ucundan, bir sürü elyafım oldu :) İki tanesi neden mi aynı? Çünkü onları "canım annelerime" hediye edeceğim. Umarım beğenirler...


Bunlar ilk denemelerim ama sevdim bu işi hem çabuk hem kolay.




Bunlar damacana kapaklarından yaptığım iğneliklerim.

Bu da kızımın tokası aynı mantıkla ama daha küçük yapılmış. Yapmak isteyenler için örnek olur belki. Ben de yapıp yayınlayacağım daha sonra.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...