Dün bir çok şey oldu. Benim için olağan günlerden biri değildi. Önce, yaptıklarını örnek aldığım, bir çok konuda ilham kaynağım olan, sevgili
Ece Aymer ile tanışma fırsatı buldum. Kendisi İstanbul'a geldi ve gelmişken, bizlere de bir gününü ayırma nezaketini gösterdi. Blogundaki yazılarından ve Kanal B'deki programdan tanıdığım kadarıyla kendisi hakkında hiç yanılmadığımı anladım. Bizlerle bütün bildiklerini tüm sevecenliği ve güler yüzüyle paylaştı. Bitmek bilmeyen sorularımıza, sabırla ve sıkılmadan cevap verdi. Hiç oturmadı, çok yoruldu ama o narin sıcacık ses tonu hiç değişmedi...
Çocuklarım okuldan döneceği için, aklım orada kalarak erken ayrılmak zorunda kaldım. Çıkarken, atölyenin sahibi
Şermin Hanım'a teşekkür bile edemeden ayrıldım. Öyle hoş bir insan ki, onu tanıdığım ve şirin atölyesini gördüğüm için de çok mutlu oldum. Tekrar ziyarete gideceğim. Fakat bu sefer unuttuğum kek sözümü de tutarak...
|
Sherry Wood Art | |
|
İsteyenler çalıştı, isteyenler sadece izledi. Cam kavanozlar boyanıp, üzerine hamurla kabartma yapıldı. Ahşap bir kutu boyandı ve yine hamurla kabartılarak boyut verildi. Bir tablo da mumla eskitme yöntemi ile boyandı. Ben sonuna kadar kalamadığımdan çalışmaların son halleri yok malesef.
Fotoğrafın sağında sevgili Duygu teyzemiz görünüyor, elindeki makasa söylene söylene dekopaj kağıtlarını kesiyor.
Herkes çalışırken...
Burada, hamurlar açılıyor, kağıtlar yapıştırılıp, kretuvar ile kesiliyor.
Sevgili
Fidoş ile de orada tanışma fırsatı bulduk. Kendim gibi birileriyle birlikte olmak çok hoştu. Tek derdimiz, o boyanın adı neydi... sen onu neyle boyadın... hangi vernikle yapalım... :)
Zeynep Hanım da (mavi gömlekli), Ece Hanım'ın elindeki sevimli bebek hediyelerini yapıyor. O çiçek gibi görünen şeyler, aslında giyilebilir bebek kıyafetleri. Fikir ve uygulama çok hoş. Sitesinin adını alamadığım için yazamıyorum. Kendisi bana bildirirse eklerim buraya...
Ekleme: Zeynep Hanım bana mail atıp adresini bildirdi.
Buyrunuz... Ece Hanım, kumaşın üzerine yaptığı transferi gösteriyor ve yine sorulara cevap veriyor.
Ece Hanım, iyi ki geldiniz, iyi ki sizi yakından tanıdım. Geldiğiniz ve bu güzel günü yaşattığınız için çok teşekkür ederim. Yine bekleriz, sık sık gelin :) Kitabınızı da sabırsızlıkla bekliyoruz.
Şermin Hanım, atölyenizi bize açtığınız, güzel karşılamanız ve ikramlarınız için çok teşekkürler.
Sevgili
Zeynep Bayram, Fidoş,
Sibella, Gamze, Duygu teyze, Pınar, Rimma ve adını hatırlayamadığım diğer arkadaşlar, her birinizi tanıdığıma çok sevindim.
Çok az fotoğraf çektiğim için kızdım kendime. Ece Hanım ile de yok fotoğrafımız. Son anda Ece Hanım'ın atölyesi için işlediğim havluyu bile vermeden ayrılacaktım neredeyse. Onun da fotoğrafı yok :( Zaten heyecandan mıdır bilmem, telefonumu bile evde unutmuştum.
|
Bu fotoğraf ben ayrıldıktan sonra çekilmiş. Ece Hanım'ın blogundan arakladım :) |
Neyse, atölyeden bazı alışverişler yapıp, Ece Hanım'ın getirdiği dekopaj kağıtlarından da alıp eve döndüm. Evde de beni çok hoş bir sürpriz bekliyordu... Onu daha sonra yazacağım ama, her ne kadar tanışmasak da seviyorum blog arkadaşlarımı...
Bu sabah da annemi Samsun'a yolcu ettik. Annesiz kaldım yine :( Aslında kadıncağız evine kaçtı. O kadar çok çalıştırdım ki onu, gitsin dinlensin bari :)
Ben bu yazıyı hazırlarken
Ece Hanım Ankara'ya dönmüş, yazısını bile yazmış...
Ekleme: Bu fotoğrafı Fidoş çekip blogunda yayınlamış. Madem deşifre oldum, kendi blogumda da olsun istedim :) Buyrun efendim bu ben...