Hayal gücü ve yaratıcılık, bilgiden daha önemlidir. Bilginin sınırı var, ama hayal gücü tüm evreni kucaklar...
A. Einstein

24 Şubat 2011 Perşembe

William Shakespeare

Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
— Konuşmadan önce dinleyin,
— Yazmadan önce düşünün,
— Harcamadan önce kazanın,
— Dua etmeden önce bağışlayın,
— İncitmeden önce hissedin,
— Nefret etmeden önce sevin,
— Vazgeçmeden önce çabalayın,
— Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.

[ William Shakespeare ]


15 Şubat 2011 Salı

Romantik Mumluk



 Sevgililer gününe yetişmedi bu yazım ama zaten o güne özel de yapılmamıştı :) Yine de bence çok romantik bir çalışma oldu. Kelebek, dantel, taş ve mum... Daha ne olsun :)
Sergun'un  burada paylaştığı kelebekleri görünce, ve bu yazılı kağıtlardan aradığımı söyleyince, hemen bana gönderdi sağ olsun...
Fikri de zaten Ece'nin Kanal B'deki programından almıştım. Her çarşamba günü saat 14:10'da...
Çok güzel anlatıyor ve çok güzel fikirler veriyor. Teşekkürler Ece'ciğim. Senden görüp yaptığım için, oğlum bana "kopyacı" diyor :)
 
Böyle bir damacanayı nereden bulurum, diye düşünürken, geçen yaz piknik dönüşünde, babasının bütün ısrarlarına rağmen, oğlumun bırakmayıp eve getirdiği, bu kocaman şişe geldi aklıma.  Laf aramızda, ben de bırakmasını istememiştim :) Anlayacağınız, ailece çöpçüyüz biz :)
Gerçi daha sonra, Koçtaş'ta Ece Aymer'in  kullandığı damacanalardan da gördüm ama almadım. Çünkü zaten  yapmıştım :) Mini cam damacananın fiyatı 9,90TL. idi.


Eski görünümlü, yazılı kağıttan, arkalı önlü fotokopi çektirdim. Kelebek şablonu kullanarak, küçüklü büyüklü kelebekler kestim ve bunları doğal iple birbirine bağladım. Evde bulunan dantellerimi de şişenin etrafını saracak şekilde kesip, hayalet ip ile (misinaya benzer fakat daha ince bir ip) diktim. Şişenin içine tatillerde topladığımız taşlardan uygun renkte olanları ve yaptığım kelebeklerden iki tanesini attım.
Mum yakıldığında akıp şişeyi kirletmesin diye de, mumun altına tül kullandım. Ece de dantel kullanmıştı. Şişenin ağız kısmına da doğal ip sarıp, kalp ve kelebeği bağladım.


Çok farklı şekillerde de tasarlanabilir. İnciler, pullar kullanılabilir. İçine dekor amaçlı kullanılan cam taşlar atılabilir. Daha eğlenceli renkli olsun diye, dantel yerine  puantiyeli veya pitikareli kurdeleler olabilir. Gül desenli pastel renkli kumaşlarla da sarılabilir.
Basit bir çalışma ama ben çok severek yaptım. Henüz mumu yakmadım, sadece dekoratif amaçlı kullanıyorum.

Dün okulların ikinci dönemi başladı. Bütün öğrencilere başarılar diliyorum. Dün aynı zamanda, hem mevlit kandili hem de sevgililer günüydü. Kandiliniz mübarek olsun. Sevgililer gününüz de kutlu olsun :)
Bir de bu ara misafirlerim var. Samsun'dan kayınvalidemler geldi. Bana biraz müsade :) 

6 Şubat 2011 Pazar

Öykü, Ama Değil :)

"Öykü
Öykümüz, Herkes, Birisi, Herhangi Biri ve Hiç Kimse adlı dört kişi hakkında...
Yapılması gereken önemli bir iş vardı.
Ve Herkes, Birisi'nin bu işi yapacağından emindi.
Gerçi işi Herhangi Biri de yapabilirdi.
Ama Hiç Kimse yapmadı.
Birisi buna çok kızdı...
Çünkü iş Herkes'in işiydi.
Herkes, Herhangi Biri'nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu;
Ama Hiç Kimse, Herkes'in yapamayacağının farkında değildi.
Sonunda Herhangi Biri'nin yapabileceği bir işi,
Hiç Kimse yapmadığı için,
Herkes, Birisi'ni suçladı."

Bu eski bir öyküdür. İlk defa okuduysanız ve anlamadıysanız bu çok normal. Bir kez daha okumak serbest :) 
Yanlış hatırlamıyorsam, bunu bana yıllar evvel, kardeşim hediye etmişti. Bana bir şey mi demek istemiş acaba? İlk fırsatta soracağım ona :) Aklıma geldi şimdi, ben nişanlıyken de, bir gelin figürü getirmişti ve "abla bak yüzsüz gelin" demişti. Niye benimle uğraşıyor ki bu çocuk? Onu da daha sonra fotoğraflarım. Çok orijinal bir şey.
Geçenlerde dolabı düzeltirken elime geçti bu öykü. Bazen kendime şaşıyorum. Bu kadar zaman nasıl saklayabildiğime. Fotoğraflar, objeler belki bir kıyafet... Bu huyum, iyi mi kötü mü anlamadım...


 Bildiğimiz fayansın üzerine yazılarak yapılmış ve arkasına asmak için bir parça yapıştırılmış. Hepsi bu.  
Kırmayacaklarını bilsem bizim veletlerin odasına asacağım bu fayansdan panoyu. Çünkü verilen görevleri birbirlerinin üzerine yıkmakta, çok başarılılar. Ama kesin başına bir şey gelir. Bu kadar yıl saklamışken,  bir topun gelip, onu parçalara bölmesini istemem doğrusu. Bu yüzden bundan sonraki günlerini, vitrinimin içinde geçirecek.
Biz bundan örnek alarak daha neler yaparız neler... Bodruma attığımız eski fayansları eve çıkarayım da eşimi daha da çıldırtayım :)  
Herkese mutlu pazarlar, iyi haftalar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...