Hayal gücü ve yaratıcılık, bilgiden daha önemlidir. Bilginin sınırı var, ama hayal gücü tüm evreni kucaklar...
A. Einstein

31 Ocak 2012 Salı

Westwing'den Sizlere Özel 15 TL Hediye Çeki!

Westwing nedir? Almanya’da başlayan müthiş bir özel alışveriş hareketi. An itibariyle 20 ülkede faaliyette olan, ev ve yaşam konseptli ürünleri %70’e varan indirimlerle satın alabileceğimiz bir online alışveriş klübü. Westwing Home & Living, stil sahibi evlerin yeni adresi niteliğinde. Westwing Ailesi, Westwing Türkiye’deki birbirinden özel markaları ince eleyip sık dokuyarak belirliyor, editörler tarafından belirlenen özel konseptlerle ekranımıza düşüyor.
Peki kimin başının altından çıktı bu fikir? Dünyanın en çok satan dergisi Elle ve Elle Decoration’da uzun yıllar editörlük yapan Delia Fisher, Almanya’da Westwing akımını başlattı. İyi de yaptı! Şimdi Türkiye’de online alışveriş ve stil önerilerinde bambaşka.
Westwing Türkiye, tabi ki bundan ibaret değil. Online dergi bölümü de mevcut. Aynı zamanda dünyadan farklı yaşam stillerinin, son trendlerin ve tasarım harikalarının yer aldığı bir ilham kaynağı.  Ev yaşamına dair ipuçları, pratik dekorasyon tüyoları da cabası.
En özel markalar, titizlikle hazırlanan koleksiyonlar ve müthiş indirimler... Bo Concept, Koleksiyon, Maxxdepo gibi tasarım öncüleri seçiliyor. Diğer alışveriş sitelerinden bir başka farkı da stil önerileri, dekorasyon ipuçları, en yeni trendler ve dünyadaki dekorasyona dair olup bitenlerin de yer alması.
Bize de böylesine güzel özelliklere sahip bir stil öncüsü www.westwing.com.tr ailesine dahil olmak ve bu özel klübe dahil olmak kalıyor. Görünen o ki, hepimizin dilinden düşmeyecek bu format, fenomen olmaya aday.
Size özel 15 TL indirimden yararlanmak için tıklayın.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Ne Yarın Ne Dün!



NE YARIN NE DE DÜN!

Çok zaman önceydi.
O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.
Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın...
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.
Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı;
Ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.
Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi.

Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı.
Bu günü eline yüzüne bulaştırdı...

Mutsuz oldu insan.
Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı;
Ama bugünü hiç yaşayamadı.

Ne yarın ne de dün!

Can Dündar

24 Ocak 2012 Salı

Strafordan Kapı Süsü

 Straforlarla oynadım biraz :) Banyonun tavan kaplamasından artan parçalar hiç atılır mı? Atamadım tabii :) Bir süre beklediler. Sonra yeter bu kadar dedim. Her yerde "ben bundan bir şey yaparım ki!" dediğim malzemeler dolu.

 Durumum aynen budur :) Ve bu civcivin "ben" olma ihtimali çok yüksek :)

Geçelim bu çok muhteşem kapı süsümün yapım aşamalarına :) Straforun desensiz olan arka yüzünü kullandım. Önce pergel yardımıyla daire çizdim. Tabakla da olabilir. Sonra iç kısmına bir daire daha çizip, çizdiğim yerlerden, maket bıçağı ve  kretuvar yardımıyla kestim. Böylece çelengin zeminini oluşturmuş oldum. Yanında başka desenler de kestim. Bunları da, yine straforun üzerine kurşun kalemle çizip keserek elde ettim. Ne yapacağıma tam olarak karar veremediğimden, değişik şekiller kesip denedim.
 Kestiğim çelengi kırmızıya boyadım. Banu ablam strafor tabaklardan bir şeyler yapmıştı. Ona yaptığım yorumda, bu strafor plakalardan bahsetmiştim. Peçete transferi yapma fikrini de Banu ablam verdi. Ben de önce kalp düşündüğüm için, kalplere peçete transferi yaptım. Ama sonra, vazgeçtim.

Kuş ve kuş evi yapayım dedim. Kestiğim kuş ve evine yine peçete transferi yaptım. Kestiğim HOME yazısının üzerine tutkal sürüp, sim döktüm. Aslında EVİM de yazabilirdim ama "İ" harfi beni zorlayacaktı, bu yüzden vazgeçtim. 
Daha bir sevimli olsun diye, kırmızı zeminin üzerine fırçanın arkasıyla puantiyeler yaptım. Sonra kestiğim figürleri silikon tabancası yardımıyla yapıştırdım. "O" harfinin üzerine de kalplerimden bir tanesini eklemeyi unutmadım. Ne de olsa eşimin isminin baş harfi :)
Vernikledim ve en son olarak da elimdeki en uygun kurdeleyi bağlayıp bitirdim. Biraz küçük bir kapı süsü oldu. Çelengi biraz daha büyük kesebilirmişim. Bu deneme oldu zaten. Elimde daha strafor var. Onlardan yine yaparım belki. Veya başka şeyler de olabilir. Fikirlere açığım...
Fotoğraf çekimi sırasında bizim meraklı Pati Bey, kendini objektifin önüne attı. Kokladı, denetledi ve onay verdi :)
Herkes ahşap kesiyor, ben de imrenerek seyrediyordum. E ben de strafordan kestim rahatladım :)

21 Ocak 2012 Cumartesi

Güzel Bir Tatil Olsun

Bir dönemi daha bitirdik. Hem de güzel bitirdik...
Karneler alındı, kızımın karnesinin hepsi 5'lerle dolu (2. sınıf), oğlum da Teşekkür aldı (7. sınıf). 
Sınıflar bir şekilde geçilir de, bugün onlar hakkında öğretmenlerinden duyduğumuz güzel sözler, sanırım bizim için karnelerindeki notlardan daha önemliydi... 
Teşekkür ederim size, canlarım.

Bugün onların günüydü. Karne töreninden sonra ne istiyorlarsa onu yaptık. Gezdik, alış veriş yaptık, abur cubur aldık :) Mutlu ama yorgun bir şekilde eve döndük. Çok çalıştılar, çok yoruldular şimdi dinlenme vakti artık. Tabii her tatilde olduğu gibi, günlük planlar yapılacak ve panolarına asılacak :) Yoksa ne oyuna, ne de televizyon seyretmeye doyamıyorlar :) Onları sıkmadan ama her gün prensipli bir şekilde, tekrar yapmaları, bilgilerini de taze tutacaktır. Özellikle Lara için. 
Lara'ya yardımcı kitaplar aldık. Farklı Yayıncılık'tan, Öykü Dünyası, Farklı Zeka ve Bilgi Transferi. İçinde çocukların eğlenerek yapabilecekleri alıştırmalar, bulmaca şeklinde işlemler var. Lara çok sevdi ve eve gelir gelmez yapmaya başladı. Tavsiye ediyorum efendim...
Bütün öğrencilere ve öğretmenlere iyi tatiller diliyorum...

14 Ocak 2012 Cumartesi

Fil Panduflara Bir Şans Daha...

Sanırım bütün annelerin kış aylarında en çok kullandıkları cümle; terliklerini giydir :) Bu cümleyi kurmayan anne yoktur herhalde. Evi yerden ısıtmalı olanlar hariç tabii :) Kardeşimin evi yerden ısıtmalı. Oraya gittiğimde bile, alışkanlık olsa gerek, çoraplarını çıkarıp gezen yeğenime, çoraplarını giy diyorum. Oysa yerler sıcacık...
Oğlum bu panduflarını çok seviyor. Sevdiği için de, onu uyarmak zorunda kalmıyorum. Ama kızımı hala uyarıyorum. Bir anlık dinliyor ama sonra terlikler yine fora :) 
Bu fil şeklindeki pandufları alalı çok olmamasına rağmen altı yıprandı. Yırtılan yerlerin bu kadar büyümesinde, oğlumun da yolmak suretiyle katkısı büyük :) Oğlum tamir etmemi istedi. Biraz nazlandım aslında, nasıl yapacağımı bilemediğimden. Hatta epey de bekledi kenarda.
Sonra, birden aklıma bir fikir geldi. Eski bir terliğin içindeki süngerleri çıkardım. Evdeki uygun renkli bir çorabı aldım. Ve yaşasın, onun da altında kaydırmaz bölüm vardı :) Onu bulmasaydım, deri yapmayı düşünmüştüm ama o zaman işim daha zor olacaktı.
Süngerleri çorapların içine geçirdim.
Ucunda biraz pay bırakarak kestim.
Kestiğim kısımları dikerek kapattım.
Süngerin içeride kaymaması için, iğneyle dikerek yorganlama yaptım. Önce yapıştırmayı düşündüğüm için, yukarıdaki resimde yapıştırıcı var ama onu kullanmadım.
Daha sonra da, tüm çevresine, çoraptan tutturarak sağlam bir şekilde diktim. Yeni gibi oldu. Oğlum çok beğendi. Biz de hemen atıp, yenisini almak yerine, bir şans daha vermiş olduk. Ayağından çıkarmadığı için benim de içim rahat artık...
Herkese mutlu pazarlar...

13 Ocak 2012 Cuma

Koska'dan Sıcak Gelişme

Koska markalı ürünleri yıllardır kullanırım ve çok beğenirim. Bu sefer de hep dışarıda yediğimiz fırında helva keyfini evlerimize getiriyor. Henüz deneme fırsatım olmadı. Malum kalori değeri çok yüksek. Bu yüzden kalabalık bir ortamda yapmalı ki az bir parça düşsün :) Ama Koska ne yapmışsa, güzel yapmıştır...

Fırın şeklinde bir kutunun içinde geldi helvalar. Fırın şeklindeki bu şirin kutuya kızım el koydu hemen. Ben düşünceyi de çok beğendim. Mutfak havlusu ve çok hoş, bizleri onurlandıran, "Sayın Basın Mensubu" diye başlayan bir kartta ekteydi.

Bu tatlı hediyeler için teşekkür ederim Koska.

10 Ocak 2012 Salı

Empati (Kitap)

Şahane bir kitap...
Bir çırpıda okuyup bitirdim ve bittiğine de üzüldüm. Daha önce de Adam Fawer'ın Olasılıksız kitabını okumuştum. İkisi de sürükleyici kitaplardı. Geceleri kitap okuduğumdan, Empati kitabını okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. E bu da benim için pek iyi olmadı, uykusuz kaldım :) Ha! Bir de kitap çok ağır, yatarak okuduğumdan bir kaç kere kitabı yüzüme düşürdüm :) Aman dikkat :)
Kurgusu kuvvetli. Okurken acaba şimdi ne olacak demekten alamıyorsunuz kendinizi. Bazı yerleri yavaş ilerlese de sonu gerçekten tatmin edici. Fantastik kurgu sevenler hala okumadıysa, şiddetle tavsiye olunur efendim :)

"İnsanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınızı unutur ama onlara hissettirdiklerinizi asla unutmaz."
Maya Angelou

7 Ocak 2012 Cumartesi

Kedi Kitap Ayracı

Bu kedicikleri Banu ablamın blogunda görünce çok beğendim. Daha sayfayı kapatmadan fotoğrafı büyütüp kağıdı ekranın üzerine koyup kopya çektim :) O akşam biraz kalınca bir kağıttan altı tane kedicik kestim. Kalın kağıdım bittiği için durdum, yoksa daha çook yapar, önüme gelene dağıtırdım herhalde...

Anlatılacak fazla bir şey yok aslında, kesip, yapışkanlı kağıtla kapladım. Ben önce kestiğim kedileri yan yana yapışkanlı folyonun üzerine yapıştırdım, sonra folyoyu katladım. Kestiğim kağıt arasında kaldı böylece. Sonra da kenarlarından kestim. Kağıdın bir kalınlığı olduğu için, üstten de belli oldu ve kesmekte zorlanmadım. En son olarak da, kurdeleye fiyonk yapıp yapıştırdım. 

Kızlara, yani bana, kızıma ve yeğenime çiçekli, eşime ve oğluma da onlara uygun renklerdeki yapışkanlı folyodan yaptım. Aslında oğlum ve eşim önce istemediler, sonra görünce de, bize de yap bari, dediler :) Merak etmeyin, sizin ayraçlarınıza kurdele takmayacağım dedim ben de... Rahatladılar tabii :) 
Banu ablam gözlerini çok güzel yapmış, yakıştırmış. Ben uygun bir şey bulamadım :( Yine de sevdim gözsüz kedilerimi...

Sevdim ben bu kedili kitap ayraçlarını. Daha sonra da yapacağım sanırım.
Bu güzel fikir için teşekkür ederim Banu ablacım...

6 Ocak 2012 Cuma

Magnum'dan Sürpriz Mmmm :)

Yılbaşından önceydi aslında, bir telefon geldi. Magnum'dan size paket getireceğiz dediler. Ben Magnum diye duymama rağmen yok canım, MNG dedi galiba, diye kendi kendime konuştum :)
Biraz sonra kapı çaldı, kocaman bir kutu içinde, çikolata renkli bir zarf ve çeşit çeşit dondurmalar geldi :) Şaşkınlığımı ve sevincimi tahmin edersiniz. Dondurma sever bir aile olarak, en sevdiğimiz dondurmalar kapımıza kadar gelmişti...

Hediyeler o kadar da değilmiş, zarfın içinden bir de Momento Kartım çıktı. Bu kartı kullanarak yanında gönderdikleri katalogdan dilediğim hizmeti seçebileceğim. Bir yıldır uygulanan bu sistemden daha önce haberim olmamıştı. Çok farklı bir hediye alternatifi olabilir. Momento Kart hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, www.momento.com.tr adresine başvurabilirsiniz.

Teşekkürler Magnum, teşekkürler Momento ekibi...

3 Ocak 2012 Salı

2012'nin İlk Hediyeleri :)

Yeni yıl çok güzel başladı. Daha ilk günlerinde bir sürprizle karşılaştım. Nasıl mutlu olduğumu tahmin edersiniz...
Benim sevgili arkadaşım Meral bana bu birbirinden değerli hediyeleri göndermiş. Henüz yüz yüze tanışmadık ama, blog arkadaşlarım arasında en çok tanışmak istediğim kişilerden birisidir kendisi :) 
Şu havlunun güzelliğine bakar mısınız? Kullanmaya kıyamam, ben bunu kızımın çeyizine koyarım, dediğimde, "sen güle güle kullan, Meral teyzesi kızının çeyizine de yapar" dedi. Düşünebiliyor musunuz, yüzünü hiç görmediğim, blogundaki yaptığı nefis işlerden tanıdığım, konuşmalarımızın mailden öte gitmediği arkadaşım, kızımı bile düşünüyor... Bu beni gerçekten çok duygulandırdı. Ne diyebilirim ki Meral'im, çok mutlu ettin beni. Çok teşekkür ederim sana...
Bir de bu cici peçetelerim var. Şaka maka epey bir peçetem oldu. Yalnız küçük bir sorun var, tek olanları kullanmaya kıyamıyorum :) Önce fotokopilerini çektirmem, veya tarayıcıda taratmam gerekiyor. Çünkü içlerinde çok kullanışlı desenler var.
Biz her ne kadar tanışmamış olsak da, yakınlığını, sıcaklığını sözcüklerinde hissettiğim, bir gün tanıştığımızda da, sanki yıllardır görüşmeyen iki dost gibi sarılacağımızı bildiğim bir can arkadaş kazandım...
Aslında bir değil, bir çok sevdiğim, yokluklarını hissettiğim, arayamadığımda suçluluk duyduğum, arayamadıklarında merak ettiğim, arkadaşlarım oldu. İyi ki varsınız...
Blogum, sana da teşekkür ederim...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...