Hayal gücü ve yaratıcılık, bilgiden daha önemlidir. Bilginin sınırı var, ama hayal gücü tüm evreni kucaklar...
A. Einstein

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Beşinci Kez Söylüyorum

Adamın biri karısının artık eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve işitme cihazına ihtiyacı olduğunu düşünüyormuş.Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; Doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.
"Yapacağın şey şu karından 40 adım ileride dur normal ses tonuyla bir şeyler söyle eğer duymazsa 30 adım ileride aynı şeyleri tekrarla; sonra 20 adım ve cevap alana kadar aynı şeyleri tekrarla."
O akşam karısı akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş.40 adım ileriden normal ses tonuyla seslenmiş "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" cevap yok. Mutfağa biraz daha yaklaşmış mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Gene cevap yok.
Mutfağa biraz daha yaklaşmış ve mesafe 20 adım tekrar sormuş "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Hala cevap yok...
Adam mutfağın kapısına gelmiş mesafe artık iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış. "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Gene cevap yok.
Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve tekrar sormuş "Hayatım bu akşam yemekte ne var?"
"Hayatım beşinci kez söylüyorum , tavuk."

Çoğu zaman düşündüğümüz gibi problem her zaman karşı tarafta olmayabilir.Problemlerin sebebini biraz da kendimizde arayalım...

Ben çok beğendim, bu güzel yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Çocukların Küçülen Giysileri ve Kızımın Başına Gelenler

Canım kızıma nazarlar değdi. Bu aralar üst üste kazalar geçiriyor. İki gün önce; yaramazlık bu ya, ben mutfaktayken, bütün uyarılarımıza rağmen, koşu bandını çalıştırmış, üstelik son ayara getirmiş ayağını atmasıyla birlikte dengesini kaybedip düşmüş. Çığlıklara koştuk hemen, neyse ki ağabeyi yakınlarındaymış hemen stop düğmesine basmış. Birtanemin beli, bacağı ve kolu sıyrılmış. Çok üzüldük ama ucuz atlattığı için de sevindik. Umarım ders almıştır ve bir daha oyuncak sanıp oynamaz.
Verilmiş sadakamız varmış derken dün de, evin içinde hoplaya zıplaya dolaşırken ayak bileğini burktu :( Bileğinin yan tarafındaki kemik birden şişti. Hemen soğuk kompres yaptık. Şişmeler için kullanılan bir jel vardı onu sürdük. Kendisini iyi hissetmesi için sardık. Ağrı kesicinin de etkisiyle uyudu miniğim. Şimdi biraz daha iyi tek ayakla zıplaya zıplaya dolaşıyor haline bakmadan.
Bu elbise de kızımın en sevdiklerinden. Bir türlü vedalaşamadı bundan. Kimseye vermelere de kıyamadı, şimdi de bu şekilde kullanıyor.


Benimkiler gibi enden hiç büyümeyip, boya giden çocuklarınız varsa, aldığınız giysileri uzun süre giyebiliyorlar :) Bu elbise de benim minik kızımın elbisesiydi. Elbisesiydi diyorum çünkü artık elbise değil bluz oldu.

Üst olarak etek ve pantolonla kullanmaya devam edebiliyoruz böylece.



Üç kat fırfırı vardı bu elbisenin. Tek katını bırakıp altındaki iki fırfırı keserek çıkardım.

Bluz olarak da çok sevdi canım kızım.
Aşağıdaki de oğlumun kısa gelen kot pantolonu.
Boyu, oğluma iyi gelen bir kaprisini ölçü olarak kullandım. Paçalarını kestim.

Belki giyilmez yazık olur diye, bu pantolonu seçtim.

Kot pantolon, şimdi sokakta bisiklet sürerken ya da parkta rahatça oynayabileceği, oynarken yıpranır mı, kirlenir mi diye düşünmediğimiz, yazlık kapri haline geldi. Bir süre de bu şekilde kullanılacak. Çocukları oyun alanı, park gibi yerlere götürürken, dizlerini örtecek giysiler giydirmeye çalışıyorum. Koşarken düştüklerinde en çok da kot pantolonlar koruyor dizleri. Oğlum da çok rahat ettiğini söylüyor. Bu sene yaz bitti artık ama seneye de çok pantolon keseceğimize eminim.


23 Ağustos 2009 Pazar

Blog Ödülleri ?



Sevgili Mahperi ve Gülen Tezer Üstün blogumu bir ödüle layık görmüşler bu gerçekten beni onurlandırdı. Kendilerine çok teşekkür ediyorum ve bunu onların inceliğine bağlıyorum fakat bu tür ödüller bir beğeniyi ifade etse bile bir ödül niteliği taşımıyor. Bunu da şuradan anlıyoruz ki takip ettiğim blogların çoğunda ödülün logosu var. Bu da beni düşündürüyor... Ödülü kimlere vereceğimi bile bilemiyorum. Öylece önüme gelen bloglar arasından rastgele seçmek istemiyorum. Ayrıca blog arkadaşlarım arasında ayrım yapmak da istemiyorum. Beni mazur görmelerini, kırılmamalarını rica ediyorum. Zira benim bu kararım kendileriyle ilgili değil, prensiplerimle alakalıdır. Blog arkadaşlarımın beni ziyaret etmeleri ve güzel yorumlar yapmaları benim için ödüllerin en güzeli. Her gün bloğumu kontrol ederken, yeni yorumları görünce bir çocuk gibi seviniyorum.
Sayfamda da belirttiğim gibi, bloglar arası verilen ödülleri ve mimleri, özür dileyerek kabul edemiyorum. Bütün blog arkadaşlarımı takip etmeyi seviyorum, yazılarınızdan öğrendiklerim, bana kattıklarınız ve siz benim için ödülsünüz.
Tekrar çok teşekkürler Mahperi ve Gülen.



22 Ağustos 2009 Cumartesi

Pratik Bilgiler - 3

Her sene, derin dondurucuya domates ve biber koyarım. Bazı yemeklerde salça yerine ille de domates tadı aranıyor. Ayrıca yaz domatesinin tadı bambaşka. Hele bu domates ve biberle yapılmış melemenin tadına kimse karşı koyamaz.

Domatesleri küçük küçük doğradım. Kabuğunu soyup soymamak size kalmış. Çok küçük doğrandığında, yerken rahatsızlık vermiyor. Ama soymak isterseniz de; domatesleri bir iki dakika sıcak suya atın ve çıkarın, daha kolay ve incecik soyulduğunu göreceksiniz.
Biberleri de aynı şekilde, önce yıkadım, çekirdeklerini ayıkladım ve küçük küçük doğradım. Poşetleyip, yassı şekil verdikten sonra, havasını almaya çalışarak ağzını bağladım. Derin dondurucuda saklanmaya hazır oldular böylece.
Yassı şekil vermemin sebebi, hem yer kazanmak, hem kolay çözülmesini sağlamak, hem de dilediğim kadar kullanmak için, kolay parçalamak.

21 Ağustos 2009 Cuma

Aşk Uğruna-Halk Düşmanları (Sinema)

Bir fransız filmi olan Aşk Uğruna, romantik7dram sevenler için önerebileceğim heyecanlı ve güzel bir film. Gösterime gireli bir hayli oldu ama bulursanız kaçırmayın derim. Biraz Prison Break dizisini andırıyor. Bu kadar ip ucu yeter :)


Amerikan yapımı bir film. Türü, suç/dram diye geçiyor. Aslında güzel bir film. Eşim çok beğendi ama bana biraz sıkıcı geldi. Kişiden kişiye değişir tabi ki zevkler ama kulaklara zarar bir film diye düşünüyorum. Afişinden de belli zaten :)

20 Ağustos 2009 Perşembe

Hoşgeldin Ramazan

Ramazan ayı bütün müslüman alemine hayırlı olsun. Sevdiklerinizle birlikte, bu ayı mutlu, huzurlu, her yönden bereketli geçirmenizi ve bütün dualarınızın kabul olmasını dilerim.

18 Ağustos 2009 Salı

Tatil Manzaraları


Tekrar herkese merhaba. İki haftalık bir tatilden sonra döndüm, artık buradayım. Döneli iki gün oluyor ama valizlerin açılması, kirlilerin yıkanması, yerleşmesi, ev temizliği derken ancak fırsat buldum.
Güzel bir tatildi. Bu seneki iznimizi memleketimizde, yani Samsun'da geçirdik. Pati de (kedimiz) bizimle olduğu için arabamızla gitmeyi tercih ettik. Pati, biraz huzursuz oldu. Taşıma çantasında durmak istemeyince çıkarmak zorunda kaldık. Zavallı, etrafına şaşkın gözlerle bakıyordu. Kucağımda rahatladı ve biraz uyuyabildi.
Dolu dolu yaşadık tatilimizi, yazacak ve gösterecek o kadar çok şey var ki, hepsini göstermem mümkün değil ama bazılarını sizinle paylaşmak istedim.

Onu rahat ettirmek için elimizden geleni yaptık. Tuvaletini bile hazır tuttuk :) Çok mu abarttık acaba? Ama ne yapalım acemiyiz biz bu konuda... Aslında kediler, tuvaletlerini sekiz saat tutabiliyorlarmış.

Araba durduğu zaman rahatladı, keşfe başladı...


Hava bulutlu yol güzeldi, çok rahat gittik. Sanırım bulutları yanımızda taşıdık. Çünkü iki üç gün dışında hep bulutluydu hava. Denizden faydalanamadık pek fazla. Onun yerine piknik, müze, hayvanat bahçesi ve köylere yaptığımız ziyaretlerle yetindik. Karadenizin meşhur karalahana çorbasından yedik. Hava da yağmurluydu, sıcak çorba nasıl güzel geldi anlatamam.

Köy yolu...

Fındık bahçeleri...

Hayvanat bahçesini gezmek de çok keyifliydi, özellikle çocuklar için...


Batı park. Bu parkta bütün çizgi film kahramanlarının renkli heykelleri var.

Amisos tepesi. Tarihi kalıntılarının yanında muhteşem bir manzarası var.


Sevgi gölünün kuğuları...

Top Tepe piknik alanı...

Samsun'un muhteşem lezzetli döneri...



Tatilimize iki tane de doğum günü sığdırdık, canım annemin ve bitanecik oğlumun doğum günlerini kutluyorum tekrar, sizi seviyorum. İyi ki doğdunuz, iyi ki benimsiniz...

Sevgili Pati Bey, ilgi çekmeyi iyi biliyor...

Peki ben bu tatilde çalıştım mı? Malesef hayır. Ama arkadaşlarımın yazılarını takip ettim zaman zaman. Güzel alış verişler yaptım. Danteller, kurdeleler aldım. Birşeyler yapmayı çok özledim. Malzemelerimi, yünlerimi, boyalarımı, boncuklarımı özledim. Şu ramazanı, bayramı, okul telaşını atlatsak, havalar da soğur yavaş yavaş. Çoluk çocuk okulda, koca işte, sessiz bir ev... Dışarıda yağmur yağarken, sıcak kahveni de alınca yanına, değme keyfine...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...