(Fotoğrafın üzerine tıklarsanız, büyük halini görebilirsiniz.)


Bir anın gerçekliğine inanıp kimseye anlatamadığınız oldu mu?
Belki okurken biraz zor diye düşünmüş olabilirsiniz ama, anlatması yapımından daha zor oldu. İki kardeş olunca, ikisi de kendilerine ait uçurtma istediler. Biz de dün iki tane uçurtma yaptık. İkisi de mükemmel uçuyorlardı.
Bu akşam, uzun zamandan sonra ilk defa, yanımızda çocuklar olmadan dışarı çıktık. Sevgili halaları Samsun'dan ziyaretimize geldi. Onun sayesinde bu akşam, felekten bir gece çaldık diyelim... Eşimle arabaya bindik, bir eksiklik var gibi, arabada çığlıklar, yer kavgası yok. Onun yerine sessizlik... Birbirimize gülümsedik, sessizliği fark ettiğimizden belki... Neyse yemek yedik, sinemaya gidelim dedik. Tom Hanks'i görünce afişte, bu seyredilir dedik ve girdik sinemaya.
Daha önce bir çırpıda kitabını da okumamıza rağmen, bu arada Dan Brown'un bütün kitaplarına bayılıyorum, film de muhteşemdi. Kitabı okuyalı hayli zaman olmuş, bunu filmi izlerken daha iyi anladım. Çünkü, en önemli kişiyi, yani katilin kim olduğunu unutmuşuz :) Bu iyi oldu tabi, filmi baştan sona heyecanla izledik. Kitapta tasvir edilen yerleri hayalimde canlandırıyordum elbette ama filmde görmek de muhteşemdi. Tarihi mekanlar çok fazlaydı, yani görsel bir şölen de vardı. Kitabı okumayanlar, mutlaka edinip okumalı. Filme gitmeyenler de görmeli bence. Filmi anlatmayacağım, heyecanı kaybolmasın diye. Ama polisiye roman ve filmden hoşlananlara öneririm.
Film için 13 yaş sınırı vardır.

Dün akşam üstü, FikriMühim'den paketim geldi. Deneyip fikrimi söylemek üzere. Madem öyle, bende Selpak Kağıt Bez hakkındaki düşüncelerimi paylaşıyorum sizinle. Öncelikle paketi açar açmaz, çok güzel bir koku yayıldı. Kendisinden parfümlü ama deterjansız. Bu hoşuma gitti. Dışarı çıkmamız gerektiğinden hemen kullanamadım. Aceleyle yemek yenip çıkılsın diye uğraşırken, benim sevgili Tom ve Jery'm her zamanki gibi masada rahat durmadılar ve bir bardak kara üzüm suyu masaya yayıldı. Tabi benim saçlar birden diken diken oldu. Hem söylendim, hem de elbezi ile temizlemeye uğraştım, canım da sıkıldı üstelik. Evet masayı temizledim ama, elbezini temizlemek için daha çok uğraştım. O anda Selpak Kağıt Bez olsaydı yanımda, siler ve atardım. Belki söylenmez, canım da sıkılmazdı. Sanki kurmaca reklam metni gibi oldu, ama değil, birebir yaşanmıştır :)
Gelelim bu güne, kağıt bezi önce kuru şekilde kullandım. Toz aldım, aynayı sildim bir de parmak izi kalan inox tost makinem ve katı meyve sıkacağımı sildim ama onda pek başarılı bulmadım. En azından kuru şekilde. Kuru iken daha sert bir yapıya sahip olan kağıt bez ıslanınca yumuşadı. Ele daha iyi gelir oldu. Tezgahı sildim, yıkadım, sıktım hiç sorun yok. Ne yırtılıyor ne de leke kalıyor. Dayanıklı yapısı sayesinde, deterjanla bile kullanılıyor. En sonunda da çöp kutusunun etrafını ve kapağını silip attım. Önceden, bu gibi yerleri silmek için bazı bezleri ayırır ve sildikten sonra atardım. En çok da bu gibi yerler için kullanışlı olabilir. Tuvalet temizliği, çöp kovası, pencere önleri gibi yerleri temizlendikten sonra atılması gerekiyor. Islak kalan bezde bakteri ürüyor. Hele evde çocuk varsa, ellerinin izini her yerde görebilisiniz. Veya mutfakta masanın altı, bir kediyi doyuracak hale gelebilir. Mutlaka iyi birşeyler yazmak adına değil gerçekten hijyenik olduğunu düşünüyorum. Evin tüm genel temizliğinde kullanılabiliyor. Fiyatı 3,95 tl. 30 yaprak ve 7,5 metre.