Hayal gücü ve yaratıcılık, bilgiden daha önemlidir. Bilginin sınırı var, ama hayal gücü tüm evreni kucaklar...
A. Einstein

4 Kasım 2010 Perşembe

Çin Ganimetleri :)


Geçenlerde eşimin Çin'e gittiğini yazmıştım. Bu yazıma yorum yapan sevgili Funda'cığım, eşimin Çin'den getirdiklerini görmek istedi. O'na eşimin incik boncuktan anlamadığını, daha çok çocuklara alışveriş yaptığını söylesem de "olsun varsın çocuk mocuk başkalarına gelen veya alışverişte aldıkları şeyleri seyretmeye bayılırım ben" :) deyince ve başka arkadaşlarım da görmek isteyince, ben de nihayet evin bilumum yerlerine dağılmış ganimetleri toplayıp, fotoğraflayabildim :)

Çin'e gidip, elektronik eşyayla dönmeden olur mu? Hele benim eşim gibi elektroniğe meraklı birisi için bu kaçınılmazdı. Bu küçük alet iPad. Küçük ama çok marifetli. Bilgisayarların yaptığı herşeyi yapıyor neredeyse. Çocukların da yeni oyuncağı oldu. Laf aramızda ben bile bayıldım :)

Dokunmatik ekranıyla kullanımı çok rahat ve keyifli. 

Çocuklar oyun oynuyorlar, hatta paylaşamıyorlar. Onlardan fırsat buldukça ben de oynuyorum çocuk gibi :)

Bu da Çin'de yapılan çay seramonisi için servis takımı. Bunu da görünce bayıldım. Gerçi, ben çay içmek için evdeki en büyük bardağı seçerim ama bunlar benim için tam seyretmelik. Mini mini çok şirinler. 

Bu tepsinin altında bir hazne var. Tam olarak nasıl kullandıklarını bilmiyorum ama, sanırım dökülen çaylar oraya dökülsün gibi bir mantığı olabilir. Nasıl uyduruyorum ama :)





İşte bunlar da, deniz kabuğu hastası oğluma biblo ve yine deniz kabuğundan yapılmış bir rüzgar çanı. Aslında fildişinden kolye uçları da almış eşim, ama oğlum nereye kaldırdıysa bulamadım onları.

Bunlar benim :)

Şu şirin surata bakın. Ne olduğunu asla tahmin edemezsiniz...

Bu şirin kız, bir kumbara. Fakat içindeki paraları almak için bir kapağı yok :( Malesef kırarak almak gerekiyor. Kızım da kıyamadığı için, biblo olarak çalışma masasınında kullanıyor. 

Pandaları hep çok sevimli bulmuşumdur. Eşim de gittiği Chengdu şehri için " burası panda ve dinazor cenneti" demişti. Tabi ki iki tane almayı ihmal etmemiş. Biri Lara'ya biri de yeğenim Yade'ye. İkisi de bayıldı ve bütün gün ellerinde gezdirdiler. Eşim minik yeğenim Ege'mi de unutmamış, ona da akrobatik hareketler yapabilen kumandalı bir araba almış.

Bu da hem gece lambası, hem de saat. Fotoğrafta çok belli değil ama değişik değişik renklere giriyor. Gece daha çok belli oluyor. Alarmı da var, kızım buna çok sevindi. Sabah okula giderken kendi alarmıyla uyanacakmış :) Bazı sabahlar uyansa bile uyuyormuş gibi yapıp, alarmın çalmasını bekliyor :)
Başka birşeyler daha vardı sanki... Ah.. evet bir de kitty aplikeli eşofman. Ona da bayıldık tabi.

Bu da benim cicim. Örnek alabilirsiniz efendim :) Bunun farklı renklisini de Yasemin'e almış.

Bunu da çok beğendim. Rengi çok yansıtamadım ama bu fotoğraftakinden çok daha güzel. Giyilmek için özel bir günü bekliyor. Bu kıyafetin beyaz ve kısa olanı da Yasemin'de. Onu da fotoğraflamamıştım. Bilmeyenler için Yasemin gelinimiz, kardeşimin eşi. Eşim, herkesi elinden geldiğince düşünmüş, birşeyler almış. Anneme ve annesine de şal almış.

Bunu sona sakladım. Canım kocacım, düşünüp bu güzel takımı hazırlatmış benim için...
Tekrar teşekkür ederim aşkım.

İnci çok zarif bir takı. Peki incinin gerçek olup olmadığını nasıl anlayacağınızı biliyor musunuz? Bilmiyorsanız size basit bir yöntem önerebilirim. Gerçek inciyi bıçakla kazıdığınızda, alttan çıkan renk de aynıdır. Hatta çıkan tozu temizlediğinizde, çizilmediğini görürsünüz. Bir de gerçek inci, yanmaz. Benimkiler de test edilip onaylanmıştır :) Şaka bir yana, böyle ürünler alırken, sertifikalı olmasına dikkat ediniz.

Biraz da Çin yemeklerine göz atalım. Bizi  en çok endişelendiren şey, eşimin orada aç kalma olasılığıydı. Damak tadları çok farklı ve bizim yemeyeceğimiz birçok ucubik şeyi yiyorlar. 
İlk gün zorlansalar da daha sonra, kendilerinin de yiyebileceği yemekler bulabilmişler. Daha çok balık ve sebze yemişler. 
Yukarıdaki hanım, bu yemeği masada hazırlamış. Getirdiği değişik sebzeler ve mantarları balıkla beraber pişirip ikram etmişler.

Görünümü pek hoş olmasa da, eşim tadının güzel olduğunu söylüyor. Önce balığını ikram ediyorlar, daha sonra kalan suyunu da çorba olarak sunuyorlarmış.

Herşey soya soslu... Ünlü markaların fast food restoranları da varmış fakat, orada da tavukları bile soya sosuna batırıp kızartıyorlarmış. Ben severim aslında soya sosu ama eşim pek tercih etmez. Mecburen yemişler tabi.

Bunlar bambu haşlaması. Eşim bunu sevmiş. Ben de, evdeki bambularımdan haşlayayım istersen sana dedim, ama istemedi :)



 Bunlar da Çin çaylarımız. Orada en fazla yeşil çay tüketiliyor. Biz de deneyelim diye, yaldızlı kutudaki çaydan demledik. Eşim, "ben oradaki çayları beğenmedim, bu çok güzel oldu" demişti. Ben de yeşil çayı pek sevmem ama şifalı diye içerim. Hatta başka bitki çaylarıyla karıştırırım tadını almamak için. Fakat bunu ben de sevmiştim. Bugün fotoğraf çekerken bir baktım üzerinde "black tea" yazıyor. Niye beğendiğimizi anladım :)


 Ekleme: Bu cicileri nasıl da unutmuşum.

10 yorum:

neval dedi ki...

ciciler pek tatlı düşünülmüş olmak daha da tatlı

Gülen Tezer dedi ki...

Peri'm de peri'm; amanın Çin ayağımıza gelmiş :) Hepsini güle güle, güzel ve her anını özel hissettiğiniz hayatınızın her alanında mutlulukla kullanın.
Seni ve aileni çok seven Gülen :)

Banuca dedi ki...

Hepsini zevkle seyrettim, canım, Allah mutluluğunuzu bozmasın, cicilerinizi mutlulukla kullanın, güzel anılarınız hiç solmasın....

sesiber dedi ki...

Eşim Aralık'ta gidecek, ben de bakıp tüyo alayım istek listesi için:) Güle güle kullan cicilerini :)

Dilekce.. dedi ki...

Çin yemekelrinin dışında hepsi de birbirinden güzelmiş, güzel günlerde kullanın :)) Çok şanslısınız..

Nedret dedi ki...

İyi ki arkadaşın israr etmiş Peri'ciğim, yoksa bu güzelliklerden mahrum kalacaktık. Zevkle seyrettim hepsini. Gülegüle kullanın. Eşine de tebrikler doğrusu, ne güzel seçmiş hediyelerini. Sevgiler.

herşeyden azıcık dedi ki...

Pericim bayıldımmmm (manyağım ben kesin:)) böyle bir heyacan sardı içimi:)) Bence tepsi normal tepsi değil ekmek kesme tepsisi üzerinde ekmek keserken kırıkları altına düşüyor ama taaa Çinden gelmiş bıçak izleri bırakmaya kıyamazdım ben:))Senin kızla bir anlaşma yapalım o saati bana versin:)) Ayrıca kocacın çok düşünceli bak karıcığına inciler getirmiş bir de diyorsunki ufak tefek şeyler daha ne olsun?Bişey anlatayımda gül; kocamı 98 senesinde sırf hezsin diye Amerikaya gönderdim (Allahım ne düşünceli kadınım değil mi?:))Sen niye gitmedin dersen hem Ömer 1 yaşındaydı hem de dükkan kapalı kalsın istemedim neyse,adam gitmiş çin mahallesinde 1 dolarlık yerler vardır ordan abuk sabuk şeyleri toplamış gelmiş 10 dolar 10 tane şey ama ilmeği kaçmış kazaklar falan anlatamam sana:) Bir tek 212 parfüm ısmarlamıştım hava alanlarında vergisiz oluyorya bir tek onu almış adam gibi.Ama kendine aldıklarını görsen kafayı yersin saatler falan, krize girmiştim yani benim sevgili !! kocama bir şeyin adını cismini vermeden adam gibi hediye beklemek saflık olur:)) Ne çok yazdım değilmi? :)) Kusura bakmayınız.Güle güle kullanın iyi günlerde ayrıca ve yayınladığın çok çok teşekkürler sevgiler.

MARİFETLİ PERİ dedi ki...

Neval, aynen öyle. Düşünmüş olması benim için daha önemli. Ama hediyelerim de güzel:) Teşekkürler.

Gülen'im, telefonda da söylemiştim ya, benim saftirik kocam bir tanesini saklayıp, mesela inci takımı, evlilik yıldönümünde vereyim demedi. Ama ben öyle kabul ettim zaten:) Biz de seni seviyoruz. Volkan'a "ona bayıldığını" söyledim, "bütün saftirikliklerimi yazarsan" dedi:)
Teşekkür ederim canım.

Banuca'cım, ben aslında utanıyorum göstermeye:) Çok teşekkür ederim.

Sibel'cim, bunlar eşimin alış verişe fırsat bulamadan aldıkları:) Tekstil ucuzmuş ve herşeyde pazarlık yapmak gerekiyormuş. Kardeşim de çok sık gider ve o da öyle söylüyor. Mesela birşeye 1000yuan diyor, 250yuana alıyorsun:) Pekin'de silk market varmış. İçinde herşey varmış. Aslında bizim gitmemiz lazım değil mi?:) Teşekkür ederim canım.

Dilekce, öyleyim gerçekten:) Çok teşekkürler.

Nedret Ablacım, zamanı olsa daha neler alacaktı kim bilir. Tek valizle gitti, iki valiz ve bir çantayla döndü:) Zevklidir eşim sağolsun:) Çok teşekkür ederim.

Funda'cım, çok şekersin. Valla iyi ki ısrar etmişsin. Ben utandım ne bileyim:) Ama şimdi seviniyorum yayınladığıma. Sonuçta bu da başka bir hatıra ve arşivime eklenmiş oldu:)
Eşim tek valizle gitti ama 2 valiz bir çantayla döndü. Gerçi birinin yarısını pandalar kaplamıştı:) Herkese birşeyler almaktan kendine sadece bir saat ve bir ayakkabı almış zavallı:)
Sen gerçekten de düşünceliymişsin:) Ne gezmesi, ben iş için bile zor gönderdim:) Seninki de çılgınmış doğrusu. İlmeği kaçmış kazaklar falan. Çok güldüm:) Ama adam iyi niyetinden almıştır. Sen beceriklisin ya ondan... Yanlız kendine almış, bak bak bak. Neyse, 12 yıl sonra araynızı açmayayım:)Bu da tecrübe olmuş diyelim. Canım, çok teşekkür ederim. Çok yazmadın, keşke biraraya gelip sohbet edebilsek...
Sevgiler.

Unknown dedi ki...

harika hediyeler bunlar,çay takımları çok güzel gle güle kullan ,elbise sanırım o koyu renk gibi duran,çalar saatte kızınız haklı hepsi çok güzel böyle diyeyim daha net olur:)

MARİFETLİ PERİ dedi ki...

Dikişdersi, çok teşekkür ederim canım. O elbise gibi duran şey, aslında uzun ceket gibi birşey:) tam olarak ne denir bilmiyorum çünkü. Düğmelerini kapatıp çektiğimden öyle görünmüş:)Rengi de çok güzel, petrol yeşili.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...